KALP VE DAMAR CERRAHİSİ

KALP VE DAMAR CERRAHİSİ

KALP VE DAMAR CERRAHİSİ

TÜRKİYE'DE KALP VE DAMAR CERRAHİSİ

Kalp ve Damar Cerrahisi Nedir?

Günümüzde insan sağlığını tehdit eden en büyük şikayetler kalp ve ona bağlı organlarda yaşanmaktadır. Bu nedenle kalbe bağlı gelişen hastalıklardan ölüm oranları da yıllar geçtikçe artmaktadır. Kalp ve damar cerrahisi, kalp hastalıklarının yanı sıra kalbin çalışmasını etkileyen üç damardan kaynaklı hastalıkların erken tespitini sağlayan ve cerrahi tedavi uygulayan birimdir. Modern tıbbın en yeni imkanları kullanılarak, hastanın ihtiyacına göre belirlenen en uygun cerrahi yöntemler ile hastanın sağlığına kavuşması sağlanır.

Kalp ve damar cerrahisi, hastanın normal hayatına zaman kaybetmeden dönebilmesi için diğer birimlerle de koordineli şekilde çalışmaktadır. Özellikle anestezi ve fizyoterapi birimlerinin katkıları, cerrahi müdahalenin başarı yüzdesini artırdığı gibi ameliyat sonrası süreçte hastanın rahat etmesini sağlamaktadır.

Kalp ve Damar Cerrahisi Hangi Hastalıklara Bakar?

Kalp ve damar cerrahisi, kalp ile ilgili erken tanı ve müdahale gerektirebilecek bütün şikayetleri kapsamaktadır. Bu nedenle birimin uzmanlık alanına giren hastalıklar da kalbin kendisi, kalbi besleyen koroner damarlar, kalp kapakçıkları ve birlikte çalıştığı dolaşım sistemine  (atardamarla, toplardamarlar) yöneliktir.

Kalp krizi: Sağlık sorunu yaratan bazı etkenlerin tetiklemesinden dolayı kalp kasları tamamen oksijensiz kalabilir. Kalp krizi adı verilen bu durumda kalp kasında bulunan hücreler bir süre sonra ölmeye başlar ve geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir.

Kalp yetmezliği: Kalbe giden oksijen ve kan miktarının azalması kalp kasının görevini normal şekilde yapamamasına neden olmaktadır. Bu durum kalbin sağlıklı şekilde çalışmasını etkiler ve bir süre sonra kalp yetmezliğinin ortaya çıkmasına neden olur.

Anjina: Halk arasında göğüs ağrısı olarak bilinen anjina, kalp kasının ihtiyaç duyduğu kan akışının azalmasıyla meydana gelmektedir. Göğüs ağrısının efor ile birlikte artması ve dinlenmekle birlikte birkaç dakikada geçmesi tipiktir.

Hipertansiyon: En yaygın kalp ve damar hastalıkları arasında bilinen hipertansiyon, kalpten vücuda pompalanan kan basıncının yükselmesi ile oluşmaktadır. Hipertansiyon genetik olarak geçişlilik taşırken, bazı durumlarda ise dışsal nedenlerden dolayı meydana gelmektedir.

Pulmoner Hipertansiyon: Kalbimizin sağ tarafı, sola göre daha düşük basınçlı bir sistemdir. Kalbimizin sağ tarafının (sağ kulakçık ve sonrasında sağ karıncığın) pompaladığı kan akımına karşı olan basınç pulmoner basınç olarak adlandırılır. Bu basıncın yükselmesine pulmoner hipertansiyon denir (PH).

Damar sertleşmesi: Atardamarda zamanla biriken yağ ve kolesterol gibi zararlı atıklar, atardamar lümenini daraltmakta bazen de tam olarak kapatmaktadır. Ciddi daralma olan bölgeden kan geçişinin azalmasına bağlı olarak atardamarın beslediği bölgenin dolaşımı da olumsuz yönde etkilenmektedir.

Perikardiyal Efüzyon: Kalbin dış zarı olan perikardiyum katmanlarının arasına, kalp sağlığını korumak için bir sıvı salgılanır. Perikardiyal boşluk olarak adlandırılan bu alandaki sıvı miktarının gerekenden fazla olması durumunda ise perikardiyal efüzyon oluşur.

Miyokardit: Halk arasında kalp kası iltihabı olarak bilinen miyokardit; vücutta oluşan enfeksiyonun kalp kasına iltihap yayması ile meydana gelmektedir. Bu nedenle kalp kası dış tehditlere karşı savunmasız hale gelir ve hastalıklara davet çıkarır.

Kardiyomiyopati: Kalp kası kalınlaşması olarak da adlandırılan kardiyomiyopati, hastanın kalp kasının zaman içinde genişlemesi ve kalınlaşması ile oluşmaktadır. Kardiyomiyopati’nin nefes darlığı ve ritim bozukluğu gibi etkileri haricinde günlük hayata da olumsuz etkileri bulunmaktadır.

Kalp kapakçık hastalıkları: Kalp kapakçığında doğuştan veya sonradan oluşan bozukluklar  görülebilmektedir. Sağlık açısından önemli bir risk doğuran kalp kapakçığı hastalıkları, düzenli takibin yanı sıra belli bir aşamadan sonra cerrahi müdahale de gerektirmektedir.

Aort hastalıkları: Kalp başta olmak üzere vücudun pek çok organına oksijenden zengin kan taşınmasını sağlayan aort damarı, anevrizma ve yırtılma gibi çeşitli sorunlardan dolayı zarar görebilmektedir ve hayatı tehdit eden ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.  Kalp ve damar cerrahisi alanına giren  bu sağlık sorununun kalıcı olarak çözülebilmesi için cerrahi müdahale gerekmektedir.

Kalp tümörü: Kalp te tümör görülebilen organlarda biridir. Kalbin irek kendisinden kaynaklabilen tümörler olabilecği gibi çevre dokularda bulunan tümör dokusunun  yayılımı eklinde olabilmektedir. Genellikle iyi huylu olan kalp tümörlerinin tedavisi de kalp ve damar cerrahisinin ilgi alanlarından biridir.

 

Kalp ve Damar Cerrahisi Biriminde Yapılan Uygulamalar

Kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde kullanılan cerrahi müdahaleler, hastalığın türü ve düzeyine göre belirlenmektedir. Kalp hastalıklarında ağırlıklı olarak bypass ve anjiyo tedavileri uygulanırken, daha detaylı müdahale gerektiren rahatsızlıklarda ise modern tıbbın imkanları dahilinde işlemler gerçekleştirilmektedir.

Koroner By-Pass Ameliyatı

Kalbi besleyen koroner damarlarda tıkanıklık ve daralma meydana geldiğinde kalbe yeterince kan pompalanamaz. Yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen sorunun hayati açıdan risk oluşturduğu durumlarda ise tıkalı koroner damarların açılması söz konusu olmaktadır. Açık kalp ameliyatı ile vücudun başka bir bölgesinden alınan başka bir damar (atardaar veya toplardamar) ile tıkalı damara köprüleme işlemi uygulanır. Bu sayede yapılan köprüleme işlemi kan akımının tekrar normal haline dönmesi sağlanmaktadır.

Küçük Kesiler İle By-Pass İçin Damar Çıkarma

By-pass ameliyatı için vücudun başka bölgelerinden sağlıklı damar transferi sağlanır. İhtiyaç duyulan damarın kol yada bacaklardan alınabilmesi için endoskopik yöntemler ile küçük kesiler açılır. Böylece by-pass için kullanılacak damar önemli bir cerrahi işleme gerek duyulmadan vücut içerisinden temin edilmektedir.

Koroner  Anjiyografi

Kalpteki koroner damarların rahat bir şekilde görüntülenmesi için anjiyografi işlemi uygulanmaktadır. Atardamarlara renkli boya gibi sağlığa zararlı olmayan kontrast maddeler enjekte edilerek damarların net bir şekilde görülmesi sağlanır. Daralma ya da tıkanıklık olan koroner arterler belirlenerek tedavi planması yapılmasına olanak sağlamaktadır.

El Bileğinden  Anjiyo

Geleneksel anjiyo işlemlerinden daha zahmetsiz ve hızlı şekilde sonuçlanan el bileğinden anjiyo işlemi, lokal anestezi ile gerçekleştirilir. Özellikle aşırı kilodan dolayı damar tespitinde zorlanan kişilerde bu yöntem kolaylıkla uygulanmaktadır.

Kalp Kapakçığı Hastalıkları

Kalp kapakçığında doğuştan ya da sonradan meydana gelmek üzere daralma ve yapısal bozukluk görülebilmektedir. Kalbin kan pompalamasını olumsuz yönde etkileyen bu şikayetlerde açık kalp ameliyatı uygulanarak kapakçığın tamiri ya da değişimi söz konusu olmaktadır. Değişim işleminde  mekanik  ya da doku kapakçıkları tercih edilmektedir.

Aort Anevrizması Ameliyatı

Vücuda temiz kan pompalayan aort atardamarında balon şeklinde genişlemeler meydana gelmektedir. Anevrizma olarak adlandırılan bu genişlemeler bir süre sonra sağlık açısından tehlikeli boyutlara ulaşabilmektedir. Bu yüzden aort anevrizması uzman doktor tarafından sürekli olarak takip edilmeli, boyutlarında artış saptanan ve yırtılma bulguları saptanan kişilerde vakit kaybetmeden  cerrahi tedavi düşünülmelidir.

Sol Ventrikül Anevrizma Tamiri

Kalp krizini takiben kalbin sol karıncık bölgesinde kese şeklinde genişlemeler görülebilmektedir.    Kalbin kasılması sırasında, kalbin her atımında pompalan kanın bir kısmı bu kese içinde göllenmekte ve dokulara pompalan kan miktarı azalmaktadır. Kese içinde bazen pıhtı oluşabilmekte ve bu pıhtının beyine ya da başka organlara atması durumunda ciddi klinik tablolar ile karşılaşılmaktadır. Kalp yetmezliği ve felç de sol ventrikülde oluşan anevrizmanın sonuçları arasında bulunmaktadır. Bu nedenle anevrizmanın oluştuğu bölge anjiyografi ile tespit edilip cerrahi olarak onarılmalıdır.

Kalp Tümörlerine Yönelik  Cerrahi  Girişimler

Nadiren de olsa kalpte oluşan tümörler, mutlaka cerrahi müdahale ile vücuttan alınmalıdır. Tümörün iyi ya da kötü huylu olmasına bağlı olarak gelişen tedavi sürecinde minimal invaziv yöntemi sıkça kullanılmaktadır. Bu yöntemde meme ucunun altından küçük kesiler açılmakta ve küçülen tümör vücut dışına çıkarılmaktadır.

Vücuttaki diğer organlara oksijenden zengin kanı taşıyan damarlara atardamar denir. Bu damarlarda oluşan daralma ve tıkanıklık gibi durumlarda ise için bypass çözümü önerilmektedir. Koroner bypass gibi tıkalı olan bölgenin sonrasına oksijenden zengin kanın taşınması prensibine dayanır.

ABI Testi

Periferik atar damar hastalığı teşhisinde kullanılan Ankle-Brachial endeksi (ABI), bacak ve kollara tansiyon manşonu bağlanarak ölçülür. Tansiyona benzer bir şekilde raporlanan test ile kol ve bacak atardamarlarında yaşanabilecek periferik damar hastalıklarının saptanması sağlanır.